Nazım Hikmet'in Zehirlenerek mi Öldürüldü?

2001 yılında, Aydınlar Ocağından bir heyet halinde Üsküp’e gittik. Orada, Üsküp Tiyatroları eski genel müdürlerinden İlhami Emin bize müthiş bir haber verdi. Prof. Dr. Mustafa Erkal’ın, Bekir Sıtkı Erdoğan’ın, Doç. Emin Işık’ın, Beşir Ayvazoğlu’nun Dr. Nefi Demirci’nin ve Em. Alb. Şadi Polat’ın, yanında, Moskova’da yaşadığı bir olayı bize şöyle anlattı: “Nâzım Hikmet’in ölümünden bir süre sonra, Üsküp’ten birkaç arkadaşla Moskova’ya gittik. Baş sağlığı dilemek için Vera’nın evine de uğradık. Bir ara Vera, yanımızdan kalkıp dışarı çıktı. Sonra elinde bir defterle tekrar aramıza döndü. Bize dedi ki: “Nâzım, eceliyle ölmedi. Onu bizimkiler zehirlediler. Bu bir zan değil gerçektir. Öldüğü günün akşamı Nâzım’ı bir yemeğe davet ettiler. Böyle toplantılara birlikte giderdik. Nitekim Nâzım bana: ‘Kalk hazırlan’ dedi, fakat gelen adamlar, benim gitmemi istemediler. Sadece Nâzım’ı götüreceklerini söylediler, sonra birlikte çıkıp gittiler. Döndüğünde ben uyuyordum. Nâzım’ın öğürtüsüne uyandım. Banyo lavabosuna kusuyordu. ‘Çok fenayım! Midem ağzımdan çıkacak!’ diyordu. Onu yatağına yatırdım. Biraz sonra, şiddetli öğürtülerle tekrar kusmaya başladı. Midesi isyan halindeydi. Bir ara ben dalmışım. Sabahleyin uyandığımda, onu banyoda gördüm, ölmüştü. Halbuki hiçbir rahatsızlığı yoktu. Nâzım’ı zehirlediklerine samimiyetle inanıyorum. Otopsi yapmadılar. Ben bildiklerimi olduğu gibi bu deftere yazdım. Moskova’nın onu niçin öldürmek istediğini uzun uzun açıkladım. Alın bu defteri götürün!”
İlhami Emin devamla dedi ki: “Ben Vera’nın o defterini almak istedim. Fakat bizim eski bakanımız Fahri Kaya şiddetle itiraz etti ‘Sakın alma’ dedi. Gümrükte Rus Polisi bu defteri üzerimizde yakalarsa başımıza binbir türlü belâ gelir. Ben de korktum ve almadım. Sonradan öğrendiğime göre, Vera o defteri Türkiye’den gelen başkalarına vermiş. Onlar da Vera’nın yazdıkları Rusya‘ya, Sosyalizme ve Nâzım’a zarar verebilir düşüncesiyle defteri alıp yok etmişler. Yani yakmışlar!”
İlhami Emin de, anlattıklarını dinleyenler de hep hayattadırlar. Bizim Türkiyeli komünistlerimiz sövüp saymadan önce bu konuyu araştırmalıdırlar!
İddia ediyorum: Nâzım Hikmet’in Rusya’da beş paralık bir itibarı yoktu.
Moskova onu, âdeta bir paspas gibi kullandı ve öldürdü.
Nâzım’ın komünist arkadaşlarından Zekeriya Sertel, NAZIM HİKMET’İN SON YILLARI isimli eserinin 141-142. sayfalarında diyor ki:
-(Nazım) Bak şu partinin başında bulunan arkadaşlara derdi. Hiçbirinin ciğeri beş para etmez, kafaları işlemez. Ama boyun eğmesini becerdikleri için, partide şerefli mevkilere geçerler. Bana bunu çok görürler” Zekeriya Sertel diyor ki: “Nazım’ı parti eylemlerinin dışında tutuyorlardı. Onu toplantılara çağırmıyor, hiçbir meselede oyunu almıyor, ona aralarında yer vermiyorlardı.”
Nazım, Moskova’nın bu tavrına “gık” bile diyemeden öldü. Bu mu çok itibarlı kişi? Bu adam mı Türkiye’ye itibar kazandıracak?

Yavuz Baki-Türkiye

0 yorum:

Yorum Gönder